[ Tasavvuf Sohbetleri 1 ]




 




Giriş...

İnsan...Yaratılmışların en şereflisi. Yani eşref-i mahlukat. Nefsinin hakimiyetiyle esfel-i sahifine, ruhunun hakimiyetiyle ru'yetullaha gidecek yaratıktır.

Büluğdan ölume kadar süren imtihan...Mezar hayatı...Ve mahşer...

Zaman tunelinin düsturunu kutsal kitablar'in sonuncusunda bildirmiş Yaradan: "Ey iman edenler! Allah'ın razı olmadığı işlerden sakının ve sadıklarla beraber olun." (Tevbe suresi, 119. ayet). Öyleyse insana düşen, bir sadık aramak, O'nunla beraber olmaktır. Sadık'ın götüreceği yol, ALLAH'a ulaştıracak yoldur. ALLAH'a ulaşacak olan ruhtur. Ama ahlak-ı zemimelerle malul insan ulaşamaz Allah'a, pisliklerden temizlenmedikce varılamaz yüce huzura. Ruhun paklanması, eğitilmesi gerek!

ALLAH, insanların imtahanda olduklarını bildirmek için peygamberler göndermiş. Sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.v.). Peygamberlerin dayandığı iki büyük güç var: Nübüvvet ve Velayet. Gerçek alimler nübüvvet varisileridir. Velayetteki varisler ise velilerdir.

ALLAH'a ulasmış ve ALLAH'tan gelerek kulları irşad etmekle vazifelendirilmiş seçkin veliye mürşit denir. Murşit, kulların ruhunu eğitmek görevini almış sadık kişinin diğer adıdır. İrşad edildikce değer kazanır mürit. Ruhu eğitildikce meydana gelen gelişme, dıstan da fark edilir. Zahir batının aynasıdır.

Bilinen dört hak dinde de tarikat mevcuttur. İslami tarikatlarin tarihi 622 yılına kadar iner. İlk mürşit Peygamberimiz, ilk mürit sadık iman arkadaşi Hz. Ebubekir'dir.

Bütün büyük İslam alimleri bir mürşide bağlanıp, O'nun batını eğitiminden feyz alma yoluna girmişlerdir. Hatta, asıl adı Numan olan İmam-ı Azam bu yola geç girdiğini ima ederek: "Son iki sene olmasaymış, Numan helak olurmuş" buyurmuştur.

Tarikatlarla ilgili bilim dalina tasavvuf adı verilir.

Tarikat, mürşit önderliğinde ALLAH'a ulaşma yoludur. Bu hedefe ulaşmaya layık olanlar, herşeyden önce iyi insan, iyi anne, iyi baba, iyi evlat, iyi vatandaştırlar. Onların gözü dünya nimetlerinde değildir. Halk içinde Hakk'ın rızasını kazanmaya çalışırlar.

Bu yolda verilen kıyasıya mücadelede esas hasım, nefis denilen ve ruhun gelişmesine engel teşkil eden unsurdur.

Kişinin cüz'i iradesiyle nefsini terbiye edip ruhunu yüceltmesi zor iştir. Ögretmensiz okul bitirip diploma almaya çalısan ögrencinin işi gibi zor.

Allah her maksada bir kapı tayin etmiştir. Bu zorlu yolun kapısıda mürşit kapısıdır. Müridin nefsini törpüleyip ruhunu geliştirme işinin ustası, mürşittir.

Arayan bulur. Arayana bulması ihsan edilir.

Hakiki mürşit mütevazidir.

Söhretten kaçınır. Keramete ne kadar az başvuruyorsa o ölçüde büyük mürşittir. Menfaat beklemez. O'na hizmet eden kazanır.

Hakiki tarikat Kur'an ve sünnete sıkısıkıya bağlıdır.

Belli bir zümreye dayanmaz. Çesitli meşrep, görgü, tahsil, yaş ve zenginlik seviyesindeki müritlerden oluşur. Yani, Allah'ın çesitli özellikteki kullarının örnek topluluğudur. Muritlerin en azından bazılarında cezbe görülür. Cezbe, ilahi nurun tecellisidir.

Derleyen.

[ Tasavvuf Sohbetleri 1 ]