| ||
|
Giriş... Sonsuz uzay boşluğu içinde binlerce gezegen... Bir çoğu dünyadan çok daha büyük. Hepsi aynı tabiat kanunlarına göre, tek elden yönetiliyor. Bu gezegenlerden birisi de dünya.
Birbirine hiç benzemeyen milyarlarca canlı: Bitkiler hayvanlar ve insan.
Hepsi de aynı kanunlara göre doğuyor, görevini tamamlıyor ve ölüyor.
Yerlerini yeniler alıyor.Yeniler de aynı kanunların dışına
çıkamıyor. Bu canlıların en gelişmiş
olanı insan. Çünkü ona diğer canlılarda olmayan bir özellik
bahşedilmiş: Akıl. Bilinmek
bulunmak murat edip insanı yaratmış yüce
ALLAH. Gündüz ve gecenin ardarda
gelişinde akıl sahipleri için nice hikmetler vardır
buyurmuş Kurân-ı Kerîmde. Akıl insana üstünlük kazandırıyor
ama sorumluluk da yüklü yor: ALLAHa kulluk. Bu sadece ibadet demek değil.
İbadet ihlasla yapılıyorsa, insana ancak, bu ilahî düzen içerisindeki,
sorumluluklarını öğretir: Diğer canlılara karşı
sorumludur. Diğer insanlara karşı sorumludur. Milletine karşı
sorumludur. Ailesine karşı sorumludur. Kendisine karşı da
sorumludur. İnsan, sorumluluklarını
yerine getirdiği ölçüde ALLAHın sevgisini kazanır. Sevgi karşılıklıdır.
ALLAHın bir insanı sevdiğinin göstergesi insanın da
ALLAHı seviyor oluşudur. İnsanın ALLAHı sevdiğinin
göstergesi de, diğer insanlara yararlı olarak yaşamasıdır. Diğer insanlara zararlı kişilere
ALLAHın sevgisi yönelmez. Böyle kişilerin ALLAH sevgisi
iddiasında bulunmaları ise boş hayalden başka birşey değildir. Din bunları anlatan âyet ve
hadislerin bütünüdür. Tasavvuf bu niteliklere sahip iyi
insanı yetiştirme yoludur. Tasavvuf eğitimi almış
insan meşru yoldan ve helâl kazamaya dikkat eder. İşinde hile, sözünde
yalan, davranışlarında riya olmaz. Başkalarını
incitmemeye özen gösterir. Başkalarından da kolay kolay incinmez.
Affedici olur. İnsanlarla dininden taviz vermeksizin iyi geçinmeyi becerir.
Düşkünlere, yetimlere, kimsesizlere yardımcı olur. Diğer
insanlardan faydalanmak yerine, diğer insanlara faydalı olmaya çalışır.
Tükettiğinden fazlasını üretir. Dinî hükümlerden kendi nefsine
uyan hükümler çıkarıp, dinin genel çizgisine aykırı düşmez.
Bilakis, ALLAH ile gönül beraberliği içinde olabilmek için uğraşır. İşte tasavvuf dilinde böyle
yaşayışın adı TAKVAdır. Takva üzere yaşayanların
çoğaldığı cemiyet huzur içinde ilerler. Takvalı
insanlar devlete, millete ve bütün insanlığa faydalı bir ömür
sü- rerler. Onlar, iki dünyada seçilmişlerden olurlar. Bakınız
yüce YARADAN ne buyuruyor: Gerçekten
ALLAH, takva sahipleriyle beraberdir
[Nahl suresi, 128. ayet]. Derleyen. |