Farz ve Vacipler Bahsi...
Farzlar iki kısımdır.
Daimi ve geçici farzlar.
Devamlı farz olanlar:
İmanın şartlarına
inanmak.
Devamlı olarak imanlı bulunmak, ömrün sonuna kadar imanı
korumaktır. Bunun gibi, şeriata zıt olan herşeyi terketmek,
küfür, şirk, nifak (münafıklık), dinden çıkma (mürtedlik)
ve diğer büyük ve küçük günahlarla fenâ huy ve alışkanlıkları
terketmek de daimi farzdır.
Devamlı farz olan ilimler de, emir ve yasakları bildiren ilim ve
bilgilerdir. Helâl ve haramları (yapın veya yapmayın şeklindeki
emirleri) bilmek de devamlı farzlardandır. Geçici farz olanlar: Geçici
olan farzlar ise ikiye ayrılır. Farzı ayn
olanlar ve Farzı kifaye olanlar. Her mümine farz olan
Farzı ayndır. Beş vakit namaz, oruç, zekat, gusletmek, düşmana
karşı topyekün harpte harbe gitmek gibi. Bunların herbiri zamanı
gelince farz olur.
Farzı kifaye, bazılarının yapmasıyla diğer
müslümanlardan kalkan farzlardır.
-Selâmı almak,
-Aksıran Elhamdülillah deyince, Allah sana rahmet
etsin demek,
-Cenaze namazı kılmak,
-Nasihat isteyene nasihat etmek,
-Hasta yoklamak,
-Cenazeyi kaldırmak da farzı kifayelerdir.
Hâlimizin, yaşantımızın
hudutlarını, nasıl olması gerektiğini, dış ve
içimizle neleri nasıl yapacağımızı (hâlimizin ilmini,
ilmihâli) bilmek farzdır.
Vitir namazını kılmak, sadakayı fıtrı vermek,
kurban kesmek, iki bayram namazını kılmak, ana-babaya hizmet
etmek, kocanın karısına bakması (gücü nisbetinde
yedirip-giydirmesi), yakın akrabaya, bakmakla yükümlü olduklarına
bakmak, kadınların kocalarına hizmette kusur etmemesi de üzerimize
vâcip olan emirlerdendır.
Gizlide, açıkta, iş ve davranışlarımızın
tamamında Allahın beğeneceği şekilde davranmak,
dinimizce kutsal olan değerlerin hepsinde olduğu gibi, Peygamberimizin
ataları, evlâtları, hanımları, ve ashabına hürmette
kusur etmemek; rabıtamızla, üzerimizde hakkı olanlar hizmette
kusur etmemek; arkadaşlarımızı iyilerden seçmek, komşularla
iyi geçinmek; misafire ikram etmek; tevbe etmeye devam ederek günahlarımıza
pişman olmak; kendisi, yakınları, ihvanları ve bütün müslümanların
saadet ve selâmetine dua etmek; kötü akıbet ve fena amellerden Allaha
sığınmak; hakkı hak bilip hakka uymak, bâtılı bâtıl
bilip bâtıldan kaçmak gibi görevleri yeterince ve olduğu kadar
yapmamız gerekir.
Allahü Teâlanın gazabı günahlar arasında gizlidir. Celâl
sahibi Allah, bir günah için yüzlerce senelik ibadeti, itaatı boşa
çıkarıp, sahibini sonsuz azaplara atabilir. İkiyüzbin sene
ibadet eden şeytanı kibrinin eseri olarak, Âdemin oğlu Kâbili
adam öldürmesinden, ismi Azamı bilen Belam-ı Bauru dünyaya
meyletmesinden, Bersisa isimli duası makbul bir kulunu da zina yapması
yüzünden cehennemlik yapmıştır. Salebe isimli zâhid bir
sahabi, peygamberimizin bir tavsiyesini tutmaması yüzünden iman nurundan
mahrum edilmiştır. Peygamberimizin Onun için yaptığı
ricaları da Allâhu azimüşşanın kabul etmediği
bildirilmiştir.
Bu yüzden, Allahdan korkup emirlerini yapmak, yasaklarından kaçmak,
peygamberine itaat etmek bize farzdır.
Allahın rızasını kazanabilmek için bu misalleri kulağımıza
küpe, hareketlerimizi ayarlamakta da ibret alma vasıtası yapmalıyız.
Bu vasıtaların en büyüğü peygamberimizin emir ve işaretlerine
uymaktır. Peygambere uyabilmenin aracı, vasıtası da
peygamberin ümmetim ve evlâdım dediği birini vasıta kılmaktır.
Ey iman edenler, Allahdan korkun ve Onun rızasına yaklaşmaya
vasıta arayın. Onun yolunda mücadele yapın ki
kurtuluşa eresiniz. (Maide 35) âyeti kerimesi bu yolu bildirmekte ve bu
vasıtaya işaret etmektedir.
32 farz olarak bilinenler, iman ve İslâmın
yukarda saydığımız farzlarının hac ve zekât dışında
kalanlarının farzları toplamına, iki darp (vurma) ve bir
niyet diye özetlenen teyemmümün farzlarının ilavesinden ibarettir.
Bunların 6sı imanın, 5i İslâmın 12si namazın,
3ü guslün, 4ü abdestin, 2si de teyemmümün farzlarıdır.
[ İman ve İslam Bilgileri ]
|