İslam Bahsi...
Hadîsi şerifte buyurulmuştur: İslâm beş şey
üzerine bina edilmiştir.
1. Kelime-i şehadet getirip manasını öğrenip,
inanmak,
2. Beş vakit namazı vaktinde kılmak,
3. Ramazan ayında oruç tutmak,
4. (Kendine farz olana) zekat vermek,
5. (Zengin olana) ömründe bir defa hacca gitmek.
Kelime-i Şehadet
Kelime-i şehadet, Eşhedü
enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resûlüh
demektir. İman bahsinde anlatılmıştır.
Namaz
Dinimizin direği olan beş vakit namaz Peygamberimizin
miracında farz kılınmıştır. Büyük zikir, büyük
dua ve büyük amel olan namaz hakkındaki yekûnu 88e ulaştığı
bildirilen âyetlerden bazıları şunlardır:
Resûlüm sana vahyedilen Kurân-ı
Kerimin âyetlerini oku ve namazı da (erkân ve âdâbına uyarak)
dosdoğru kıl. Şüphesiz ki namaz; (edebe, akla ve
şeriata uymayan) çirkin olan şeylerden (kılanı)
alıkor. Allahı zikretmek ibadetlerin en büyüğüdür. Yaptığınız
her şeyi Allah bilir. (Ankebut 45)
(Şartlarına uyarak, farzına, vacip ve sünnetlerine dikkat ederek
vaktinde kılmak suretiyle) Namazları (nın
hakkını)
koruyanlar (yok mu). İşte bunlar Cennetlerde
ikram görenlerdir. (Mearic 34-35)
Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah Resûlüne
itaat edin. Ta ki, ilahî rahmete kavuşasınız. (Nur 56)
İman eden, iyi amellerde bulunan, namazı dosdoğru kılan,
bir de zekatı veren kimselere Rableri katında mükâfat vardır.
Onlar için hiçbir korku yoktur, onlar üzüntü de duymayacaklardır.
(Bakara 277)
Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur;
Namaz dinin direğidir. Onu terkeden
dinini yıkmış olur.
Bir başka hadîsde;
Amellerin en üstünü vaktinde kılınan
namazdır.
Yine bir başka hadîsde;
Namazın dünyadaki derecesi, âhirette
cemâlullahın derecesi gibidir buyrulmuştur.
Yine başka bir hadîsi şerifte şöyle müjdelenmiştir:
Beş vakit namaz, namaz vakitleri arasında;
Cuma namazı da, iki Cuma arasında işlenen küçük günahların
kefaretidir.
Peygamberimiz Gözümün nûru
namazdır buyurmuştur.
Bu âyet ve hadîslere ne ilave edilebilir?
Böylece namaz; ibadet ve amellerin baş tâcı, Allaha
yakınlığın aracı, müminlerin miracı, kötülüklerin
ilacı, fakirlerle kadınların haccı, müminin kâfirden ayıracıdır.
Namazın Şartları
Namazın 12 şartı vardır. Bunlardan biri eksik
olsa namaz olmaz. Bunların altısı namazın
dışında olan şartlar, altısı da namaz
kılınırken yapılması gereken (namazın içindeki)
şartlardır.
Namaza başlamadan (namazın dışında) yerine
getirmemiz gereken şartlar şunlardır:
1. Hadesden taharet (cünüp olanın gusletmesi ve
abdest almak.)
a. Guslü gerektiren durumlarda sünnete uygun şekilde gusletmek
farzdır.
-Ağza dolu dolu su vermek (mazmaza),
-Burna su vermek (istinşak),
-Bedenin bütün kısımlarını (kılların dibine de
suyu ulaştırmak şartiyle) yıkamak.
Guslün üç farzı, şartdır.
Sünnet üzere şöyle gusledilir:
Önce Bismilahirrahmanirrahim der, (niyet ettim gusletmeğe)
diye niyetlendikten sonra, ellerimizi bileklere kara yılarız.
Üstümüze yapışmış, su geçmesine engel olacak birşey
varsa onları yıkayıp gideriz. Edep yerlerimizi yıkar
temizleriz. Sonra sağ avucumuza üç kere su alarak her seferinde ağzımıza
dolu dolu su verir boğaza kadar çalkalar dökeriz (mazmaza). Bundan sonra
sağ elimizle burnumuza, üç kere su verip suyu burnumuza kuvvetlice çeker
ve sol elle sümkürürüz (istinşak). Daha sonra üçer kere yüzümüzü,
sağ ve sol kollarımızı (dirsekler dahil) yıkarız.
Birer kere başımıza, kulakların içine, arkasına ve
boyna meshettikten sonra önce başımıza, sonra sağ ve sol
omuzlarımıza üçer kere su döker ve her döküşte bedenimizi
oğuşturarak hiç ıslanmamış yer bırakmadan güzelce
yıkarız. Saç ve sakal aralarına, göbeğe,
kapanmış küpe deliğine kadar her uzvumuza suyu
ulaştırırız. En sonunda ayaklarımızı
yıkarız. Ayağı sonra yıkamak, gusül yerinin toprak
olması halindedir. Bugünkü banyolarla çamur olmayan yerlerde yapılan
gusülde, abdest almada olduğu gibi, baş ve kulak arkaları ile
boyna meshettikten sonra, önce sağ, sonra da sol
ayaklarımızı yıkarız. El ve ayak
parmaklarının arasına suyun güzlece işlemesi için aralarını
hilalleriz.
b. Abdesti olmayanın abdest alması:
-Yüzünü yıkamak (yüz, iki kulağın
yumuşakları arası ile alındaki saç biten yerle çene altı
arasıdır).
-Ellerini (dirsekler dahil) yıkamak,
-Başını meshetmek,
-Ayaklarını (topuklar dahil) yıkamak.
Abdestin dört farzıdır. Bunlarda noksanlık olmuşsa abdest
alınmamış olur.
Abdesti şöyle alırız:
Besmele çekeriz. Niyet ettim Allah rızası için abdest
almağa deriz. Ellerimizi bileklerimize kadar yıkarız, parmak
aralarını hilâlleriz. Yüzük varsa oynatırız. Sağ
avucumuzla ağzımıza üç defa su vererek ağzımızı
çalkalar, dişlerimizi parmakla oğarız. Üç defa da burnumuza su
verir, sol elle sümkürürüz. Sonra üç defa yüzümüzü yıkarız.
Önce sağ, sonra da sol kolumuzu üçer kere yıkarız. Sağ
elimizı ıslatıp başımızın ön tarafını
bir kere meshederiz. İki elimizi ıslattıktan sonra serçe
parmaklarımızı kulaklarımızın içinde oynatırken
baş parmaklarımızla da kulak arkalarını, diğer
üç parmaklarla da boynumuzu iki yandan sığarız. Önce sağ,
sonra sol ayağımızı topuklarla birlikte üçer kere yıkarız.
Parmak aralarını da ovarız.
2. Pisliklerden (necasetten)
temizlenmek: Namaz kılacak kimsenin bedenini, elbise ve namaz
kılacağı yeri temizlemiş olmasıdır.
3. Örtünmek (serti avret): Namazda örtülmesi şart olan
yerlerin örtülmesidir. Kadınlar için bu yer, yüzleri ile ellerinden başka
her yerlerdir.
4. Kıbleye dönmek (istikbali kıble): Namazda Kâbeye
yönelmek şarttır. Kâbeyi göremeyecek yerde olanların Kâbe
tarafına yönelmeleri farzdır. Kıbleyi bilmeyen
araştırarak bu ciheti bulmalıdır.
5. Vaktin girmiş olması: Farz namazları ile
bunların sünnetleri, vitir namazı ile teravih ve bayram
namazları için bu namazların vaktinin girmiş olması
şarttır. Bu namazlarla birlikte evvabîn ve teheccüt namazlarının
vakit girmeden kılınması muteber değildir. Namazların
kılınma vakitlerini bilmek borcumuzdur.
6. Niyet etmek: Namaz için niyet, Allah için ihlâs ile namaz kılmayı
istemek ve hangi namazı kılacağını bilmektir.
Ameller niyetlere göre değer kazanır. Bu sebeple
her amelde niyet şarttır. Namazda ise bu şart farz olarak kesin
bir zaruret belirtir. Niyetin kalb ile yapılması yanında dil
ile de (usulca) söylemesi istenmiştir. Farz namazlarla, vitir, Cuma ve
bayram namazlarında bunu belirtmek lâzımdır. (Bugünkü sabah
namazının farzına, bugünkü Cuma veya vitir namazına,
bayram namazına niyet ettim şeklinde) sünnet olan namazlarda (niyet
ettim şu vaktin ilk veya son sünnetine, bugünkü evvabin veya teheccüt
namazına) diyerek niyet edilir. Bunlar namaz başlamadan önce yerine
getirilecek farzlardır. Bunlardan biri veya birkaçı olmazsa namaz
kılınamaz.
Namazın içinde olan (namaz kılınırken
yerine getirilmesi gereken) farzlar da şunlardır:
Başlama Tekbiri (iftitah tekbiri):
Namaza Allahü ekber diye başlamaktır.
Ayakta durmak (kıyam): Farz ve vacip namazlarda (gücü
yetenlerin) ayakta durmaları farzdır.
Kurân okumak (kıraat):
Namazda Kurân okumak (bilenler için) farzdır. Bilmeyenlerin ilk
fırsatta Fatiha sûresini daha sonra da İnna Atayna ve Kulhüvallahü
Ahad gibi en kısa sûreleri ezberlemeleri de farzdır. Başka sûre
ve âyet bilmeyenler, farzların ilk iki rekatlarıyla sünnetlerde ikişer
defa, farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarıyla Kunut
duası yerine ve oturuşlarda Ettahiyyatü bilmiyorsa Ettahiyyatü
yerine de Fatihayı birer defa okusunlar. Ancak ilk fırsatta
diğer sûrelerden birini, Kunutu ve Ettahiyatüyü öğrenmeleri
gerekir. Fatihayı da bilmeyen, namazın her bölümünde (rüknünde)
Allahü ekber der. Bu kavil en kısa zamanda öğrenmek
şartına bağlı bir geçici ruhsattır.
Rükû (eğilmek): Kıraattan sonra eğilmek
suretiyle baş ile arkanın düz bir halde tutulması ve ellerin diz
kapakları üzerine parmaklar biraz açık vaziyette
konulmasıdır.
Secde etmek (sücud): Rükûdan doğrulduktan, dizleri
büküp yere koyduktan sonra, alnı ve burnu iki eli ile birlikte yere
koyarak iki ayak uçları (mümkünse) kıbleye karşı dönecek
şekilde secde yapılır. Bu secde her rekatta peşpeşe iki
defadır.
Son oturuşu yapmak (kadeiâhire):
Namazların sonunda (Ettahiyyatü okuyacak kadar) oturmak da farzdır.
Dört rekatlı bir farz namazının dördüncü rekatı ile
akşam namazının üçüncü rekatında oturulmadan bir rekat
daha kılınıp secdaya varılsa farz yerine getirilmemiş
olacağından, bu namazların yeniden kılınması
icabeder.
Namazda tadili erkân denilen çok mühim bir özelliğe
de dikkat etmelidir. Buna farzdır diyenler vardır. Namazın
ayakta durması (kıyamı) rükû ve secdeleri gibi farz olan
rükünlerini sükûnet içinde, aceleye getirmeden yapmak tadili erkândır.
Rükudan kıyama kalkınca vücut dimdik olmalı ve Sübhanallahilazim
diyecek kadar durduktan sonra secdeye varmalı, iki secde arasında da
böyle bir zaman durmalıdır. Namazda orta yollu bir sükûnet
içinde olmayı, acele etmemeyi tadili erkândan saymışlardır.
En lüzumlu ve pek faydalı bir zaman olan ibadetle geçen zamanın
değerini bilmelidir. Böyle bir niyetle, ayıklık ve şevkle
namaz kılmaya çalışmalıyız. Namazdan kendi
isteği ile çıkmayı da farzdır diyenler vardır. Vakit
çıkmadan önce namazı bitirmiş olmalı ve son
oturuşta Ettahiyyatü okuyacak kadar olsun oturduktan sonra selâm
vererek namazınızı ikmal etmeliyiz.
Namaz kılan ayakta dururken secde yerine, rükûda
ayaklarının ucuna, oturuşda da dizlerinin arasına
bakmalıdır.
Namazların farzından biri eksik olsa o namaz
kabul edilmez. Yeniden kılınır. Namazların vâcipleri ise,
farzlarındaki bilmediğimiz noksanları tamamlar, onları
ikmal etmiş olur.
Namazların vacipleri
şunlardır:
- Namaza mutlaka Allahü ekber diye başlamak.
- Namazlarda Fatiha sûresini okumak.
- Fatihayı zammı sûreden önce okumak.
- Farzların ilk iki rekatı ile vitir ve sünnet olan namazların
her rekatında zammı sûre okumak.
- Kendi başına kılınan namazda, öğle, ikindi
farzları ile gündüz kılınan bütün sünnet namazlarında gizlice okumak.
- Cemaatla kılınan namazlardan sabah, Cuma, bayram, teravih, vitir
namazlarının her rekatında, akşam ve yatsı
namazlarının ilk iki rekatında açıktan; öğle ikindi
farzları ile gündüz kılınan bütün sünnet namazlarında
gizlice okumak.
- Vitir namazlarında Kunut duası okumak ve Kunut tekbiri almak.
- Secdede alın ile birlikte burnu da yere koymak.
- Üç veya dört rekatlı namazlardaki birinci oturuşu yapmak.
- Namazların her oturuşunda Ettahiyyatü okumak.
- Cemaatin susup imamı dinlemesi. (Cemaata imam kıraate
başlamadan yetişenler, Sübhânekeyi okuyup susar. İmam
kıraata başladıktan sonra namaza yetişenler Allahü ekber
diye namaza girer ve başka bir şey okumaz).
- Namazda yanılarak terkedilen vâcipler için yanılma (sehiv)
secdesi yapmak.
- Namazların farzlarında tertibe uymak (kıyamdan rükûdan
sonrada secdeye gitmek şekliyle).
- Namazların sonunda önce sağ sonra sol tarafa yüz çevirerek
Esselamu aleyküm ve rahmetullah demek.
Namazın sünnetleri de kısaca
şunlardır:
- Başlangıç tekbirini alırken elleri erkeklerde
kulak hizasına, kadınlarda omuz başına kaldırmak.
Erkekler baş parmaklarını kulak yumuşaklarına
değecek şekilde tutarlar.
- El ayalarını kıbleye çevirmek.
- Erkeklerin göbek altında, kadınların da göğüsleri
üzerinde olmak kaydıyla sağ ellerini sol elleri üzerine koymaları,
erkeklerin baş ve serçe parmaklarını halka şeklinde
tutarak sol bileklerini kavramaları, diğer üç parmaklarını
kolları üzerinde uzatmaları.
- Tekbirden sonra Sübhaneke okumak.
- Fatihadan önce Eûzu Besmele çekmek.
- Rükûda üç defa Sübhane rabbiyel azîm
demek.
- Her secdede üç defa Sübhane rabbiyel alâ
demek.
- Son oturuşlarda Rabbenâ âtinâ, Rabbenağfirlî, Rabbenâ lâ
tuzığ kulûbenâ gibi bir duayı salavatlardan sonra okumak.
- Fatihadan sonra gizlice âmîn demek.
- Üç ve dört rekatlı farzlarla vitrin ikinci oturuşlarında,
öğlenin ilk sünneti ile Cuma namazının ilk ve son sünnetlerinin
yine ikinci oturuşlarında, diğer namazların her
oturuşunda salli ve bârik okumak.
- Kıyamdan rükua eğilirken, secdelere varırken ve
secdelerden kalkarken Allahü ekber demek.
- Rükudan kalkarken hem imamın hem de yalnız kılanların Semi
allahü limen hamideh demesi.
- Secdede ayak parmaklarını bükerek uçlarını
kıbleye getirmek.
- Ayakta dururken topuları dört parmak aralığında
tutmak.
- Oturuşlarda erkeklerin sol ayaklarını döşeyerek
üzerine oturması ve sağ ayaklarını dikip parmak uçlarını
kıbleye çevirmek.
- Rükudan kalkarden Rabbenâ lekel hamd
demek.
- Oturuşlarla secde aralarında elleri parmaklar biraz açık
olarak üzerine koymak.
- Namazların sonunda yüzü önce sağa, sonra da sola döndürmek esselamu aleyküm
demek.
- Ezan duyulmayan yerlerde hem ezan, hem de kâmet okumak, ezan duyulabilen
yerlerde otruran erkekler için ise tek başına veya cemaatle
kılınan farz namazları için kâmet alması da sünnettir.
Farz olan Cuma namazının ön sünnetini kılıp
iki rekat namaz yerinde olan hutbe konuşmadan dikkatlice dinlenir-
farzı imama uyarak kıldıktan sonra, son sünneti ve zuhru âhir
denen dört rekatı (niyet ettim Allah rızası için üzerime farz
olan son öğle namazına) diye niyetlenerek kılarız, (niyet
ettim vaktin sünnetine) diye niyetlenerek de öğle namazının son
sünneti yerine iki rekat namaz kılar, tesbih ve duaları yapar,
virtlerimizi okuyarak Cumayı ikmal ederiz. Biz daima bu büyük farzı
sünnet ve âdâbıyla böylece kılmaya gayret ederiz.
Oruç
İslâmın üçüncü şartı Ramazan ayında oruç
tutmaktır.
Ramazan ayında hazır bulunan bir müslüman o ayda
oruç tutacaktır. Hastalanan, yahut da başka bir mazereti sebebiyle
oruç tutamayacak olanlar, özürlerinin kaybolmasından sonra, oruç tutmadığı
günlerin sayısınca oruç tutacaktır. Böylece Allahü Teâla hazretleri bize güçlüğü
değil, kolaylığı emretmiştir. (Bakara 185)
Ey müminler, sizden öncekilere (geçmiş peygamberlerin
ümmetlerine) farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de
oruç farz kılındı. Böylece oruç sayesinde fenalıklardan
korunasınız. (Bakara 183) Orucun lugat mânası, nefsin
meylettiği herşeyden sakınmak demektir. İmsak vaktinden güneş
iyice batıncaya kadar niyetli olduğumuz halde yiyip içmek ve cima
etmekten sakınmaktır. Bu bedenin orucudur. Gözü haramdan, dili yalan,
kötü söz (küfür) ve gıybetten, eli zulüm ve haramdan, ayağı
yasaklara gitmekten alıkoymak beden ibadetinin hakikatıdır.
Bizler için kalbi rabıta ile meşgul edip Hakka bağlamak ise
orucun bütün faziletlerini toparlayıcı hakikatıdır.
Çünkü böyle yapan hiçbir kötülüğe düşmeyeceği gibi,
orucun bütün hikmetlerine ulaşacak bir oruç tutmuş olmaktadır.
1. (Niyet ettim yarınki Ramazan orucunu tutmaya) şeklinde niyet etmek.
2. Orucu bozan şeylerden sakınıp yapmamak.
3. Niyetin ilk ve son vaktini bilmek, orucun farzlarıdır. Bu vakit, güneşin
batımından sonra başlayıp ertesi günün kuşluk vaktine
kadar olan süredir.
Orucun sebebi, Ramazanın girmesidir. Şartı,
niyetli olmak ve hayız ve nifas hallerinden temizlenmiş olmaktır.
Temeli, rüknü; orucu bozan şeylerden uzak durmaktir. Hükmü ise, Allahın Orucun mükafatını ben
veririm müjdesidir.
Türkiyemizde bazı müslümanlar,
Arabistanda veya başka bir yerde hilal görünmüş, Ramazan
başlamış veya bayram olmuş diye bu yalan yanlış
haberlere uyarak büyük hatalara düşüyorlar. Bu şekildeki haberler
doğru olsa bile onlara uymak yanlıştır. Bir defa bu haberi
yayan ve böyle amel edenler mezhepsiz kimselerdir. Onlara uyulmaz bir.
İkincisi de daha mühimi, Diyanet İşleri
Başkanlığının tesbit ve ilân ettiği
takvimlerde yazılmış olan Ramazana ait vakitler doğrudur;
bunlara uymak doğrudur. Bu da iki. Bizim büyüklerimiz Atsın
topunu, alsın orucunu derler. Bu en doğrusudur. Böylece
memleketimizde Ramazan ilân edilince oruca başlarız, bayramdır
denilen günde de bayram ederiz. Esasen Arabistanda ve diğer ülkelerde
yapılan bu türlü davranışlar, onların kitap ve sünnete
tercih ettikleri bir mezhepsiz kimsenin yanlış yorumuna uymaları
yüzündendir. Tasavvufu ve mezhebi olmayanlar bu inceliği
anlamadıklarından, her sene bu türden şayialar çıkarırlar.
Biz bu söylentilere uymayız.
Zekat
Müslümanlara farz olan şartlardan biri de zekat vermektir.
Zekat, dinen zengin sayılan müslümanların usulüne
göre zekata tabi varlıklarının genelde kırkta birini Allah
rızası için fakir müslümanlara vermesidir.
Zekat veren, zekatını verirken veya zekat vermek üzere ayırırken,
vekiline teslim ederken niyet etmelidir. Zekat verilen fakirin bu niyeti
duyması, ona bu fiilin duyurulması gerekmez.
Fakir olan ana-babaya, dede ve nineye, eşine, küçük öz çocuklara,
torunlara zekat verilmez. Çünkü bunlar bakmaya mecbur olduklarımızdır.
Zekatın fakir borçludaki alacağa sayılması olmaz. Cami,
mescit, köprü yaptırmak ve tamir ettirmek gibi işlere verilen de
zekat olmaz.
Zekat, fakir müslümanlara verilir. Zekat, temizlenme, bereketlenme ve Allah
için yapılan zikir (zikricemil) mânalarına gelir. Zekat; zenginin
borcu, fakirin hakkı, cemiyetin düzenidir. Allah, kendisine zekat düşüp
de vermeyenin amelini kabut etmez.
Zekatın bir adıda sadakadır. Sadakanın farz olanı zekat,
vacip olanı fıtır sadakası, sünnet olanı da fakir ve
muhtaçlara bunlar haricinde verilenlerdir.
Hac
İslâmın bütün ibadetlerini bünyesinde toplamış
olan hac, İslâmın şartı ve büyük amellerden biridir.
Arafatta özel vaktinde tefekkür, dua ve niyaz ile
bir müddet durup daha sonra Kâbeyi usulünce tavaf etmeye hac denilir.
Arafatta zamanında durma ve Kâbeyi tavaf etme, haccın iki
farzıdır. Haccı kabul edilenin geçmiş günahlarının
affedileceği müjdelenmiştir. İhrama girmek de haccın
sıhhatli olmasının şartıdır. Haccın bir müslümana
farz olması için de bazı şartlar vardır.
-
Müslüman olmak (haccın farz olması yanında haccın kabul
omasının şartı da müslüman olmaktır),
-
Akıllı omak,
-
Büluğa erişmiş olmak,
-
Hür olmak,
-
Haccın vaktine yetişmek,
-
Yolculuk için azık ve binit sağlamağa gücü yetmek,
-
Haccın farziyetini öğrenmek (dışardaki gayri müslimlerden
olup da müslüman olanlara aittir.)
Bundan başka haccı yapma açısından da
bazı şartlara sahip olmak lazımdır.
- Vücutca sağlam olmak (bizzat yapmanın şartıdır)
- Hacca mani bir hali olmamak (hapisler, tutuklular),
- Yol emniyeti bulunmak,
- Kadınların dul ve boşanmış olanlarının iddet
denen bekleme müddetlerinin bitmiş olması ve yanında mahremi
olmak (Baba, dayı, amca, öz veya süt kardeşi, damadı, süt oğlu,
kocası gibi)
- Zaman (Arafat vakfesi ile ziyaret tavafının zamanında
yapılmasıdır). Arafat vakfesi, kurban bayramı arefe gününün
zeval vaktinin kurban bayramının ilk günü tan yeri ağarıncaya
kadarki zaman içinde; ziyaret tavafının vakti ise, kurban
bayramının ilk üç günüdür. Bir mazereti olan için (bilhassa kadınlarda)
hayatının sonuna kadar,
- Yer (Haccın yeri Arafat bölgesi ile Kâbedir),
- İhram. İhram, niyet ve telbiyeden ibarettir denilmiş. Hac ve
umre yapacaklar için yapacaklarına göre (Niyet ettim Allah rızası
için haccı kırana veya haccı temettuya veya haccı ifrata
veya umre yapmaya) diye niyet etmek ve başka yer ve zamanlarda
yapılması yasak olmayan bazı mübahları Allahın
emrine uymak için terketmeye ihram denilir. Dikişsiz bir üstlük ve dikişsiz
bir peştemalı giymek (erkekler için) ihramın dışta
belirtisi, içte de karar ve niyetidir.
- İhrama mikat yerinden girmek,
- Müzdelifede vakfe yapmak,
- Haccı kıran ve haccı temettu yapanlar için kurban kesmek,
- Tıraş olmak veya saç kestirmek. (Bunları Harem denen Mekke
hudutları içinde, mesalâ Minâda yapmak),
- Cemreleri tıraşdan önce atmak,
- Kurbanı, cemrelerle tıraş arasında kesmek, ziyaret
tavafını kurban kesme günlerinde yapmak,
- Say yapmak ve bunu hac ayında yapmak,
- Sayı tavaftan sonra yapmak,
- Sayı yürüyerek yapmak (özrü olanlar müstesna),
- Sayı yapmaya Safadan başlamak,
- Afâkî olanlar (Mekke dışından gelenler) vedâ tavafı
yapmak,
- Tavafa Haceri Esvedden başlamak,
- Tavafı Kâbe sola alınarak yapmak,
- Tavafı yürüyerek yapmak (özürlüler müstesna),
- Tavafı abdestli yapmak,
- Tavafta örtünmesi gerekli yerleri örtülü bulunmak,
- Tavafı Hatim denen yarım ay şeklindeki seddin
dışından yapmak,
- Tavaftan sonra iki rekat namaz kılmak,
- Ziyaret tavafının son üç şavtını (dolaşımını)
da yapmak (ilk dört şavt farzdır).
- Erkeklerin ihramlı iken dikişli veya
yapıştırılmış elbise giymesi,
başlarını veya yüzlerini örtmesi, av avlaması gibi ihrama
aykırı işleri terketmek, haccın vâcipleridir.
- Bunlardan birini terkeden bir koyun veya bir keçi kurban eder.
- Haccın sünnetleri pek çoktur. Bizim bu kitabımızın hacmi
dışındadır. Hacca gideceklerin o zaman
araştırması iyi olur.
- Mümkünse, haccın sonuna getirerek peygamberimizi ziyaret için Medineye
gitmek en yüce sünnettir.
Hac üç çeşittir;
-
Haccı Kıran
(Umre ile haccı
birleştirmektir).
-
Haccı Temettü (Umreden sonra ihramdan çıkıp
zamanında tekrar ihram giyerek yapılan hacdır).
-
Haccı İfrat (Umresiz yapılan hac).
İhramlı olarak Kâbeyi tavaf edip say yapıldıktan
sonra tıraş olununca umre yapılmış olur. Umre her
mevsimde yapılabilir.
[ İman ve İslam Bilgileri ]
|