| ||
|
YOLLAR...
Her yol ayrı tarzla gider ; vücut geç, ruh hızla gider Noksandır ruh, nefis, vücut ; akıl, mal, cümle his, mevcut Ya tek tek hapsedip uyut ; ya geç hepsinden, ruhu tut "İim , amel, zühd ve gına ; varlığına müsait esmâ Kuvvet verir isen ruha ; pişman etmez seni aslâ Gören gönül; tene, akla ; görür diyen gözler şehlâ Yere, göğe sığmaz Mevlâ ; fikri zandan çekmek evlâ Zat, uluhiyet: Bir Allah ; burda kayan bulmaz felâh Ahad’dendir vahidiyet ; hâl diliyle söyler kesret Tevhid ise şayet niyet ; âlem sivâ, zikri vahdet Deme: Dehrî değil bunak ; düşer mi nübüvvet bir bak Allah buyurur ki: "Levlâk" ; "Olmasan olmazdı eflâk" Yavan akıl cüz ancak ; risaleti etmez idrâk Yol Peygamber’le olur hak ; vesilemizdir muhakkak "Yollar…Düz, çıkış, inişde ; hak, bâtıl, patika, cadde" Kimi hakdır velâyetle ; kimi delâlet içinde Her yol bir başka biçimde ; hak yollar sünnet içinde Nimet, Şeriat içinde ; sapıklar, hasret içinde Kimi yol işler zikirle ; kimisi gider fikirle Kimi kaim bin rekatle ; kimisi iftar, imsakle Kimi hizmet, mahviyetle ; kimi himmet, selâmetle Kimi ilim, marifetle ; kimi temkin, istikametle Yollar uzar, ibadetle ; kimi zühd, riyazetle Kimi fâni musibetle ; kimi dert, belâ, illetle Kimi sevilmiş zilletle ; kimi yol almış kılletle Kimi şevkle, muhabbetle ; kimi kabız, melâmetle "Zikri, fikri, ibadetle" ; Oruç, namaz, kerametle Olmaz ilim, maharetle ; rıza: Rabb’la, Muhammed’le Yol var, usûlü rabıta ; hizmet, ibadet rabıta Muhabbet, âdab rabıta ; ihlâs teslim hep rabıta İlim, idrakdir rabıta ; seyre buraktır rabta Olur seriat rabıta ; sünnet, şeriat rabıta Sünnette yoldur rabıta ; Cemâle yoldur rabıta Görür hep seni rabıta ; duyar hep seni rabıta Emri tutup yap rabıta ; nehyi atıp yap rabıta Nebi, Sıddık’la rabıta ; Rabb’a çıkar bu rabıta Bil: "Bu tariki rabıta" ; emir: "Hemen et rabıta" Bu yolda tek istek rıza ; rıza varsa yok ârıza Rıza iste, görme ceza ; istek: Varlık, yokluk: Rıza "Şeyhin severse, de rıza ; Şeyhin döverse, de rıza" Fehmi, "rızake matlubi" ; de, Pîrin’den dile rıza.
|